ABD eski Gizli Servis
çalışanı Edward Snowden'ın Türkiye belgelerinde ABD ve İngiltere'nin yaptığı
dinlemelerin başka ülkelerle paylaşıldığı ortaya çıktı.
Alman istihbaratı BND’nin
Türkiye’yi 2009’dan bu yana dinlediği yönündeki haberlerin yankısı dinmeden
şimdi de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere’nin Türkiye’de benzer
çalışmalar yaptığı iddiası ortaya atıldı.
Alman
Der Spiegel dergisinde
yayımlanan ve ABD eski Gizli Servis çalışanı Edward Snowden’ın
ifşa ettiği 2007 yılına ait çok gizli ABD Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA)
belgelerine dayandırılan habere göre, ABD ve İngiltere de Türkiye’yi dinledi.
Washington’daki Türk Büyükelçiliği de dinlenen kurumlar arasında.
ABD
Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’in Türk hükümeti hakkında bilgi topladığının belirtildiği
haberde, Washington’daki Türk Büyükelçiliği ve New York’ta bulunan Türkiye
Daimi Temsilciliği’nin de dinlendiği kaydedildi.
Öte yandan, Türkiye’nin ABD ile
ortak izleme faaliyetlerinde bulunduğu da yazıldı. Buna göre, Amerikalılar
Türkiye’ye PKK ile mücadelede bilgi sağladı. Der Spiegel, bu bilgi akışının
sayısız PKK yöneticisinin öldürülmesini ya da tutuklanmasını sağladığını
belirtti. Türkiye’nin ise bunun karşılığında Rusya ve Ukrayna’ya yönelik bilgi
verdiği yazıldı.
Belgelerdeki iddialar şöyle:
Belgelerdeki iddialar şöyle:
ORTAK
VE DÜŞMAN
» Türkiye bir belgede açıkça “hem
ortak, hem hedef” diye
tanımlanıyor. Söz konusu ifade şöyle:“Amerikalı
yetkililerin PKK’ya karşı faaliyet gösterirken yakın işbirliği içinde çalıştığı
Türk siyasetçiler, askeri yetkililer ve istihbarat çalışanları, NSA tarafından
meşru casusluk hedefi olarak görülüyor.”
» Belgelere göre, NSA Türkiyeli
yetkililerin bilgisi dahilindeki irtibat bürosunun yanı sıra hem Ankara’da hem
İstanbul’da iki gizli dinleme istasyonu kurdu.
» Türkiye’nin ne boyutta dinlendiği, “Ulusal
İstihbarat Önceliklerinin Çerçevesi” (NIPF) başlıklı belgede ortaya konuluyor.
Altı ayda bir güncellenip başkana sunulan belgede, her ülkenin Amerikan
perspektifinden nasıl göründüğü anlaşılıyor.
» Spiegel’in yayımladığı Nisan
2013 tarihli NIPF belgesindeyse, Türkiye, Amerikan istihbarat birimlerinin en
çok hedef aldığı ülkelerden biri olarak görünüyor. Öyle ki, Amerikan
istihbarat servisleri tam 19 alanda bilgi toplamakla görevlendirilmiş. Bu
alanlar arasında, “Türkiye’deki liderlerin niyetlerini” anlamak gibi başlıklar da bulunuyor.
» Der Spiegel, Alman istihbarat
servisi BND’nin de Türkiye’yi dinlediğini hatırlatarak, “Bu,
BND’nin Ankara hükümetini gözetleyen tek istihbarat servisi olmadığını
gösteriyor’’ ifadesini
kullandı.
» Belgeye göre, Amerikan
istihbaratı Türkiye’yi Latin Amerika’daki ‘azılı düşmanı’ Venezüela’yla aynı
seviyede, Küba’dansa daha bile fazla izliyor.
» Önceliklerin sıralandığı
belgede, Türkiye hükümetinin “Liderlik niyeti” başlığı istihbarat önemi sıralamasına
ikinci sıradan girmiş. Üçüncü en çok önem verilen alanlarsa, ordu ve altyapısı,
dış politika amaçları ve enerji güvenliği olarak sıralanıyor. Aynı çerçeve
belgesinde PKK da istihbarat hedefi olarak yer almış ama sıralamadaki yeri çok
daha düşük.
» Belgeye göre, NSA, 2006'da
bir dizi biriminin ortak çalışmasıyla Türkiye’nin en üst düzey siyasi
liderlerinin bilgisayarlarına sızmayı hedefleyen geniş çaplı bir izleme
programı başlattı. NSA içinde “Türkiye’ye Yüklenme Planı” adı verilen girişim, hedefine sadece altı
ayda ulaştı. Bir belgede, “kazanan şifre”nin bulunması şu
ifadelerle adeta kutlanıyor: “Bir bilgisayar ağını kırma yönündeki ilk başarılarını
Türkiye liderliğine karşı elde ettiler!”
CASUS
YAZILIMLAR
» Türkiye’nin ABD’deki
diplomatları da dinlendi. 2010 tarihli bir gizli belgeden, Türkiye’nin
Washington Büyükelçiliği’nin “Pudra” kod adı verilen bir programla izlendiği
anlaşılıyor. Buna göre, NSA çalışanları Elçilik binasındaji telefon
sistemlerine erişebiliyor ve bilgisayarlardan da doğrudan bilgi alabiliyordu.
»
NSA, Türkiye’nin Washington Elçiliği’nde diplomatların kullandığı
bilgisayarlara casus yazılımlar ekledi.
» Türkiye’nin Birleşmiş
Milletler’deki temsilcileri de ‘Kara Şahin’ adlı bir projeyle izlendi. Bu
temsilcilerin bilgisayarlarına ise “Trojan” adı verilen yazılımlardan eklendi.
NSA belgesinde, kurumun Birleşmiş Milletler temsilcilerinin bilgisayarlarının
tüm içeriğini kopyalayabilme becerisine sahip olduğu belirtildi.
DÖRT
ÜLKEYLE PAYLAŞIM
» Belgeye göre NSA, Türkiye
hakkında ediğindiği bilgileri istihbarat paylaşımı konusunda ‘Beş Göz’ adı
verilen bir anlaşma içinde olduğu Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni
Zelanda’yla da paylaştı.
» Spiegel, ‘Beş Göz’ grubu
içindeki İngiliz istihbaratı GCHQ’nun Türkiye’de siyasi hedefleri ve enerji
sektörünü zaten kendi başına izlediği notunu da düştü.
BOTAŞ,
TPAO ve Çalık Enerji de izlendi
Snowden Belgeleri’ne göre,
Türkiye’deki enerji sektörü de İngiliz istihbaratının özel ilgi alanı. Buna
göre, İngiliz istihbarat kurumu GCHQ, dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler dahil
13 ismi dinledi; daha iyi gözetleme yapabilmek için bakanlıkların çatılarındaki
iletişim sistemlerini bile uydudan inceledi. İdialar şöyle:
Ekim
2008 tarihli ve “gizli’” damgalı bir belgeye göre, GCHQ ajanlarından Türkiye
Enerji Bakanlığı’nın yanı sıra Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi
(BOTAŞ), Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve Tayyip Erdoğan’a
yakınlığıyla bilenen Çalık Enerji’ye ‘daha iyi erişim’ sağlamasını istedi.
Hazırlanan dinleme listesinde, dönemin enerji bakanı Hilmi Güler dahil 13 isim
yer alıyordu. GCHQ
2008 yılında, bakanlıkların ve enerji şirketlerinin çatılarının uydu
görüntülerini incelemeye başladı. Amaç, binalarda ne tür iletişim sistemlerinin
kullanıldığını ve bunlara nasıl sızılacağını tespit etmekti. Ancak belgede, bu
projede sonuna kadar gidilip gidilmediğine ilişkin bir bilgi yer almıyor.
ŞİMŞEK’İN
DİNLENMESİ
Der Spiegel, Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek’in aynı zamanda İngiliz vatandaşı da olmasına rağmen GCHQ
tarafından dinlendiğine ilişkin geçen yıl The Guardian gazetesinde yer alan
iddiayı da ayrıntılandırdı. Buna göre, Şimşek’e yönelik gözetleme emrinde, bakana
ait iki cep telefonu numarası ve özel bir gmail adresi yer alıyor. GCHQ, Der
Spiegel’in ilgili sorularını yanıtlamadı. Alman dergisi, Şimşek’in dinlendiğine
ilişkin iddiaların geçen yıl ilk ortaya atılması sonrasında Britanya Ankara
Büyükelçisi’ni çağırıp ‘kabul edilemez’ şeklinde tepki gösterdi.