Bugün Taraf gazetesinde iki kritik haber var.
İkisi de gazetenin cemaatçi yazarlarından...
İlki Baransu'nun...
Baransu diyor ki Gezi Parkı gerilimin yaşandığı günlerde Bülent
Arınç'la Erdoğan Bakanlar Kurulu'nda tartıştı. Arınç istifa etti.
Cumhurbaşkanı Gül araya girip geri döndürdü.
Baransu'dan aktaralım:
"Erdoğan'ın beş günlük gezisini tamamlayıp yurda dönmesi ve havaalanında partililerce karşılanmasının ardından, 10 haziran günü Ankara'da Bakanlar Kurulu toplantısı yapılmıştı.
Altı buçuk saat süren toplantının ardından Arınç kameralar karşısına geçmişti.
Yüzündeki gerginlik, ekran karşısından bile anlaşılabiliyordu. Uzun
süren toplantıda bugüne kadar yaşanmamış bir tartışma gerçekleşmiş, AK
Parti ve hükümetin iki numaralı ismi istifa restiyle toplantıyı terk
etmişti.
Köşk ve Başbakanlık
kaynaklarından edindiğim bilgiye göre olay şöyle gerçekleşti: Erdoğan,
Bakanlar Kurulu toplantısında Arınç'a dönerek, son günlerde yaptığı açıklamaların doğru olmadığını, kendisini rahatsız ettiğini belirtip, şunları söylemiş: 'Konuşmalarınızı, açıklamalarınızı yanlış buldum. Olayın arkasında faiz lobisi, uluslararası sermaye var. "Bu açıklamaların üzerine Bülent Arınç, Başbakan'a
'kendisinin yakın çevresince yanlış bilgilendirildiğini, olayların
kendisine aktarıldığı gibi olmadığını' söylemiş. Bu cevap üzerine
tartışma giderek alevlenmiş ve daha sonra Bülent Arınç, 'hem Bakanlar
Kurulu'ndan hem de partiden istifa ettiğini' belirtip toplantıyı terk etmiş.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın toplantıyı terk etmesi üzerine, bazı bakanlar
toplantı salonundan çıkıp, koridorda Arınç'ı ikna etmeye çalışmışlar.
Arınç'ın ikna olmaması üzerine de konu acilen Köşk'e, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e bildirilmiş.
Gül'ün devreye girip Arınç'ı ikna etmesiyle istifadan vazgeçilmiş
ve taraflar arasında kırgınlık giderilmiş. Saatler süren toplantının
ardından da gergin bir yüz ifadesiyle Arınç açıklama yapmak üzere kameralar karşısına geçmiş.
Altı buçuk saat süren Bakanlar Kurulu'nda yaşanan tartışmanın perde arkasında yaşananlar böyle."
BOMBAYI MİT VERDİ
İkinci haber Emrullah Uslu'nun..
Emrullah Uslu diyor ki: PKK'nın Güroymak'ta gerçekleştirdiği ve 11
kişinin ölümüne neden olan bombayı MİT'çi H.D. verdi. H.D. daha sonra
HATAY'a bölge müdürü oldu. Bu sırada 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan patlama yaşandı. Göroymak ve Reyhanlı bombaları aynı şekilde üretilmişti.
İşte Emrullah Uslu'nun o iddiası:
Reyhanlı'dan çıktı Gazetemizin dün gündeme getirdiği Güroymak
faciasında beş polis ve altı sivilin hayatını kaybetmesine neden olan
patlamada ihmali olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan MİT
mensubu H.D'nin Reyhanlı patlamasında ihmalle suçlanan Hatay MİT Bölge
Müdürü H.D. olduğu ortaya çıktı.
Tatvan Bölge Müdürü olduğu dönemde MİT'in eline geçen bomba
düzeneğini muhbirim ortaya çıkmasın diye yeniden PKK'ya gönderen MİT
Bitlis sorumlusu H.D. beşi polis ıı kişinin ölümüne neden olan patlamada
ihmalle suçlanmış hakkında soruşturma açılmak istenmişti.
Sözkonusu olayda, MİT'in envanterine giren bir patlayıcı infilak
düzeneği daha sonra MİT'in bölgedeki bir haber elemanına teslim edilmiş
ve ardından 18 Ekim 2011'de Bitlis-Muş karayolunda düzenlenen saldırıda
kullanılmıştı. Yolun menfezine konulan bombayla Güroymak İlçe Emniyet
Müdürlüğü'ne ait zırhlı aracın havaya uçurulması sonucu beş polis ve
biri iki yaşında çocuk olmak üzere altı sivil hayatını kaybetmişti.
Olay sonrası Jandarma Kriminal'in yaptığı incelemede patlayıcının
düzeneğinin seri numarasının MİT'in envanterindeki patlayıcı düzeneğinin
seri numarasıyla aynı çıktığı tesbit edilmişti.
11 kişinin öldüğü olayla ilgili dönemin MİT Tatvan Bölge Müdürü H.D. hakkında soruşturma başlatılmış, ancak izin için Başbakanlığa gönderilen dosya bir yılı aşkın süre bekletildikten sonra yargılama talebi Başbakan Erdoğan tarafından reddedilmiş, ihmal dosyası kapatılmıştı.
Güroymak faciası kapatıldı Reyhanlı faciası yaşandı Hakkında başlatılan savcılık araştırması devam eden H.D'nin MİT'in en kritik operasyon bölgesi olan Hatay Bölge Müdürlüğü'ne atandığı ortaya çıktı.
H.D. şimdi de 52 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı patlamasında ihmalle suçlanıyor. H.D. 23 gün boyunca
takip ettirdiği bombacılara ilişkin bilgileri Emniyet ve Jandarma'ya
vermemiş ardından da 52 kişinin hayatını kaybettiği patlama meydana
gelmişti.
Reyhanlı'da 52 kişinin hayatını kaybettiği saldırının faillerinin nisan ayı başından itibaren patlamanın olduğu güne kadar 23 gün boyunca MİT tarafından canlı olarak dinlemeye alındığı ortaya çıkmıştı.
Bomba konulacak araçların satın alınması, zula bölümlerinin
yapılması, patlayıcıların yerleştirilmesi bu dinlemelerde tesbit
edilmişti. Ancak MİT Hatay Bölge Müdürlüğü tarafından bu kritik bilgi
Emniyet, Jandarma ve hükümet kanadıyla paylaşılmamıştı.
MİT, 23 gün boyunca
elinde tuttuğu bu bilgileri patlamadan bir gün önce Emniyet'e telefonla
ihbar gelince paylaşıma açmıştı. Patlamaya 18 saat kala verilen
bilgiler üzerine faillerin adreslerine yapılan baskınlarda telefon
kayıtlarında bahsedilen iki araç bulunamamış ve patlama meydana
gelmişti.
Güvenlik kaynakları Güroymak faciasında ihmali bulunduğu için
soruşturma açılan H.D'nin ödül gibi atamayla MİT'in en kritik operasyon
bölgesine atanmasının Reyhanlı faciasını beraberinde getirdiğini ifade
ediyor. Aynı kaynaklar "İstihbarat dünyasında en küçük hatanın ölümle
sonuçlandığı biline biline Güroymak'taki ihmalin soruşturulamaması
Reyhanlı faciasını beraberinde getirdi" değerlendirmesinde bulundular.
Çarpıcı yöntem benzerliği Güroymak faciasında patlamadan 20 dakika
sonra MİT, patlamadan önce elde ettiği bilgileri Emniyet Müdürlüğü ve
ilgili birimlere vermişti. O bilgilere göre "Muş/ Hasköy/ Ortanca Köyü
ile Bitlis/ Güroymak İlçesi kırsal alanı arasında faaliyet gösteren
Serhat (K) ve beraberindeki iki KONGRAGEL (PKK) mensubunun bomba
yapımında kullanılmak üzere çeşitli malzeme temini arayışı içerisinde
bulundukları, bu kapsamda ilk etapta, mayın/ EYP'yi telsizle uzaktan
patlatmayı sağlayacak düzenek ve üç adet boş mutfak tüpü temin eden söz
konusu KONGRA-GEL (PKK) grubunun Ekim 2011 ayı 3. haftası itibariyle ise
Güroymak İlçesi'nde bulunan milisleri kanalı ile iki çuval gübre
tedarik etmek için çalışma başlattıkları" bildirildi deniyordu.
Reyhanlı'da da aynı yöntem Reyhanlı bombalamalarının olduğu gün de
MİT Hatay Bölge Müdürlüğü'nün benzer bir şekilde elindeki bilgileri
Emniyet ve ilgili birimlerle paylaştığı anlaşılmıştı. Hatırlanacağı gibi
Reyhanlı patlamasının meydana geldiği günün sabahında faillerin kendi
aralarında yaptıkları "bombaların araçlara sığmadığı" yönündeki
konuşmalar tesbit edilmiş, ancak bu bilgi de MİT Hatay Bölge Müdürlüğü
tarafından MİT'in merkezi ve diğer güvenlik birimleriyle patlamadan iki
saat sonra paylaşılmıştı.
Güvenlik uzmanları MİT sorumlusu H.D'nin her iki olayda da benzer
bir yöntem kullanarak patlamadan önce edindiği bilgiyi patlamadan sonra
paylaşmasının nedenini "herhangi bir soruşturma durumunda sorumluluğu
üzerinden atmak" olarak yorumluyor.
Güvenlik kulisleri soruşturması sürerken ödül gibi bir atamayla MİT
Tatvan Bölge Müdürlüğü'nden Hatay'a Bölge Müdürü olarak atanan H.D'nin
bu Reyhanlı bombalamasında benzer ihmali ve benzer yöntemlerle ihmali
örtme çabalarıyla kaynıyor.
Bir güvenlik uzmanı "11 kişinin ölümünü soruşturtmazsan 50 kişi de
ölür yüz kişi de ölür. Bizim işimiz ihmal ve hata kaldırmaz"
değerlendirmesinde bulundu...
Kaynak ; Odatv.com